1954-62 SİYASETİMİZ (BÜTÇE DOLAYISIYLA) ve SOĞAN EKMEK KONGRESİ

SİYASETİMİZ (BÜTÇE DOLAYISIYLA) ve SOĞAN EKMEK KONGRESİ – Siyasetimiz kitapçığı Vatan Partisi’nin 1957 yılı Türkiye Bütçesi üzerine görüşleridir. 1954 yılında kurulan Vatan Partisi 3 yıl sonra yapılan 1957 erken seçimlerine katılmıştır. Seçimler öncesi, Adnan Menderes başkanlığındaki Demokrat Parti iktidarının 1957 yılı için hazırlayıp meclise sunduğu bütçenin analizi ve eleştirisi için Siyasetimiz kitapçığı yayınlanmıştır.Toplam 40 sayfalık kitapçık, “Konumuz: Bütçedir. Burada İş ve RAKAM konuşur.” (s. 9) Cümlesiyle başlar. Ve sayfalar boyunca hem iktidarın verdiği rakamlar, hem de o zamanki diğer muhalefet partilerinin bu rakamlarla ilgili görüşleri gerçekliklerle karşılaştırılarak eleştirilir.Bugün bu rakamların ve muhalefet partilerinin dediklerinin bir önemi yok elbette. Ancak bütçe eleştirisi yöntemi ve muhalefet etme anlayışının ilkelerini saptaması açısından önemli şeyler yazıyor Kıvılcımlı. Şöyle belirler anlayışını:“Muhalefet, yapılanı beğenmemekle kalmaz. Yanlış varsa, önce onun OBJEKTİF İZAHını yapar (yani asıl sebeplerini gösterir); sonra KONKRET ÇARElerini ortaya kor (yani gereken değişiklikleri teklif, eder). Meclis muhalefetimiz, kendisini yalnız, tenkit [eleştiri] yapmakla mükellef sayar. Ne İZAH, ne ÇARE göstermeyi ciddiye almaz.“Halbuki, parti iktidar için kurulur. Yapacakları “yuvarlak” vaatlerden ibaret kalırsa, millet nereye gider?” ( s. 13)Demek o zamanki meclis içi muhalefet partileri olan CHP, Hürriyet Partisi ve Cumhuriyetçi Millet Partisi iktidarın bütçe anlayışını yeterince ciddi bir biçimde ele alamıyorlar. O zaman iş başa düşüyor ve Vatan Partisi üstleniyor görevi.Vatan Partisi adına Kıvılcımlı kendi eleştiri ve önerilerine geçmeden önce 3 muhalefet partisinin anlayışlarını gözden geçirir. Burada çok önemli gördüğümüz bazı tespit ve eleştiri cümlelerini almakla yetinelim:“C.H.P.’ye göre bütün felaketlerin sebebi: “SAKAT PARA POLİTİKASI” imiş. Sakat para neden?.. Gelin tespih çeker gibi sayalım: Üniversiteye muhtariyet, Basına hürriyet, Hakimlere emniyet, Anayasaya inayet, Kırşehir’e vilayet verilmediğinden….“Vatan Partisi’ne sorarsanız: Tefeci-bezirgan münasebetlerimiz, Osmanlı ortaçağ artığı tesirlerini devam ettirdikçe PAHALI LÜKS DEVLET, paramızı sakatlar. Her okur yazarı, siyasetle uğraşması yasak memur kılığına soktuk mu, vatandaş ister profesör, ister hâkim olsun. EMİR KULU olur. Ne Anayasanın kanunlarla “sakat” edilmesine, ne kanunların şahıs nüfuzu ile çiğnenmesine ses çıkarmaz. Bu ortaçağ baskısı. Basına da ilân vs. yolundan dişini geçirir. Artık, ondan sonra siz, Kırşehir’i vilayet değil payitaht yapsanız, o dahi devletlû iktidarın ihsanı şekline giriverir.“İşin iç yüzü bu iken, C.H.P.’ne İKTİSADİ İNKIBAZDA[kabızlıkta] muhafaza ettiği SERMAYEDARLIK ÖNCESİ münasebetleri, ne elceğizi ile besleyip büyüttüğü PAHALI DEVLETİ ağzına almaz! Ne olur, ne olmaz?” (s. 15-16)Görüldüğü gibi konu sınıfsal bakış ve devleti kavrama meselesi olarak çıkıp geliyor. Vatan Partisi’nin tüzük ve programını inceleyeceğimiz kitapta da görüleceği üzere, asıl konu kapitalizm öncesi ilişkilerin tasfiye edilmemesi, hatta aksine muhafaza edilmiş olması ve bunun sonuçlarından biri olarak pahalı devlet mekanizmasının illet halini alarak sürüp gitmesidir.Tekrar edelim: O zamanki rakamların durumundan çok, Vatan Partisi’nin siyaset ve bütçeye bakış metodundan neler kaldığı önemli. Onu da kitabın son paragraflarında Kıvılcımlı’nın kendisi şöyle maddelemiş:“1- MUHTEVALI [İÇERİKLİ] SİYASETİ: Vatan Partisine göre siyaset boş bir zarf değildir. İktisadi ve içtimai bir ÖZ taşır. İktisat ile siyaset birbirinden ayrılamaz. İktisadi olay siyasinin bir PARÇASIdır; siyasi, iktisadilerin BÜTÜNÜdür. Siyasi, iktisadiyi çürütmez, tamamlar. Siyasetin muhtevası, özü: Yukarıdan beri anlattıklarımızdır. Siyasi bir parti, öze dair: MÜPHEM ve UMUMİ bir takım lakırdılarla kalırsa, onun hürriyet şekillerine dair söyledikleri, kendi kendisini veya başkalarını aldatmaya varır. Muhtevasız, özsüz, cansız politika muharebeleri beyhudedir.2- ŞEKİLLİ SİYASET: Hangi konuyu siyasetçe ele alırsak, ona dair, elle tutulur, önü sonu belli, manası açık, SONRADAN TAHRİF EDİLEMEZ bir TARİF yapılmalıdır. Mesela modern siyaset KANUNlara dayanır. Kanunların başı ANAYASA’dır. Anayasamızda hürriyetler nasıl tarif edilmeli? Başka Partiler buna dair yalnız umumi lâf ediyorlar.” (s. 40)Bu eserin basıldığı yıl yapılan 1957 erken seçimlerine de katılmış Vatan Partisi. Partinin seçim beyannamelerinde ve kampanyasında, “Siyasetimiz” kitapçığındaki eleştirileri ve rakamları halka anlatmaya çalışmışlar. Kampanya sonunda dikkate değer bir oy almak mümkün olmamış tabi Ancak yeniden tutuklanmalar ve hapislik günleriyle ödüllendirilmişler Finans-kapital tarafından. SOĞAN EKMEK KONGRESİ Soğan Ekmek Kongresi kitabı, Kıvılcımlı’nın 1950’li yıllarda yazıp bastığı kitaplardan biri. Orijinal kitabın üzerinde tarih yok. Ancak arka kapak yazısında: “Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikası’nın 1955 Kongresinde duyduklarımızı yazmış, basmıştık. Ancak şimdi, Türk Milletinin gücünü küçümseyenleri utandırmak için yayınlıyoruz” denilmiş. Buradan yazım ve basım yılının 1955 olduğu çağrıştırılıyor. Ancak,     “Halk Çocukları Kutsal Şehitlerimiz                   Şimendüfer işçisinin oğlu :  Mehmet Turan,                   Şimendüfer işçisinin oğlu :  Nedim Özpulat,                   Ayakkabıcının oğlu      : Ali İhsan Kalmaz’ın                  Ölmezliklerine saygı ve selâm” diyerek 27 mayıs öncesi gençlik şehitlerine de adandığına göre, kitabın basım tarihinin 27 Mayıs sonrası olduğu anlaşılıyor.Bu kitapta “Dede Hande” mahlasını kullanmış Kıvılcımlı. Daha sonraki yıllarda Sosyalist Gazetesindeki  “Halk Dersleri- Dede’nin Dedikleri” yazılarında olduğu gibi.Soğan Ekmek Kongresi bir şiir kitabı. Kendisinin de dediği gibi bir sendika kongresinde duyduklarından hareketle yazılmış, hiciv formatında bir deneme. Edebi değerinden çok, dönemin sendikacılık anlayışına getirilen ince eleştiri önemlidir. Yıl 1955. Amerikan tipi sendikacılığın “gelişmekte olan” ülkelere ihraç edildiği yıllar. Türk-İş kurulmuş. Sürü sürü insan AID yardımlarıyla Amerika’ya götürülüp “sendikacı” yapılmaya çalışılıyor. Daha ilk bölümdeki “UCUZLUK” başlıklı şiirde bu anlayışı yerer:“İşin ne?Adı üstünde:‘TEKSİTİL’Öyleyse… haddini bil!İleri, geri söyleme:Kolay değil ‘İktisadî gelişme’‘Büyüklerimiz’  gibi düşün.Deme Sabah, deme Akşam..Deme gece, deme Gün:‘Gözlerimi kaparım,Vazifemi yaparım!’De.Madem ki dokumacısın,Allah sana acısın.Sen sâde:Eğir… Doku… Ör…Ve her şeyi hoş gör...”(s. 9)1955 yılından sonra bir daha basılmamış bu kitap. Arşive meraklı bazı insanları evlerinde ve kimi sahaflarda birkaç nüsha bulunan kitabın ikinci defa basımı ancak 2011 Mart ayında yapılabildi. Ucuzluk, Gecekondu, Demokrasi, Kanaat, Sendika, Kongre, Şikayet, İş Matah Değildir, Münevverlerimiz ve Dedim-Dedi başlıklı şiirlerden oluşan bu deneme 76 sayfadan oluşuyor. İçinde Kıvılcımlı tarafından çizilmiş, her şiirin konusuna uygun resimler de var. Dönemden ve Kıvılcımlı’nın değişik bir yanından belge olma niteliği taşıyan orijinal bir eser.